Leyla, Öylesine!
Ben seni öylesine sevmedim Leyla Sadece Leyla oluşunu sevdim İki kadeh sonrası sarhoşluğunu da değil Leyla olma çabanı sevdim ÖnceleriOkumaya devam edin
Ben seni öylesine sevmedim Leyla Sadece Leyla oluşunu sevdim İki kadeh sonrası sarhoşluğunu da değil Leyla olma çabanı sevdim ÖnceleriOkumaya devam edin
Gün düşüyor belleğime, Hatıradan gölgelerle geçmişi adımlıyorum. Göğüs kafesimden bir ses geliyorKeşkeler giymişsin, kapıdan çıkıyorsun. Yükünden başka seçeneğin yokmuş gibiOkumaya devam edin
Şiirsel bir düştü tüm bu olanlar ta ki şeytanın kanı bu nehre karışana kadar. Her şey garip ,her şey vahşi,Okumaya devam edin
Bir şey oldu, Hikâyeydi. Bir şey oldu, Gerçekti. Bir şey oldu, Sır kaldı. Bir şey oldu, Cinayetti. Bir şey oldu…Okumaya devam edin
Bir şeyleri bölüşüyoruz, Bir dizeyi. Sesinde, nefesinde, Dinlediğimiz her şeyde. Bölüşüyoruz, Işık. Bölüşüyoruz, Renk ahenk. Bir plana ortak oluyoruz, BirazOkumaya devam edin
Ya kediler olmasaydı Lilith, söyle ne yapardık? İsyan olmasaydı, Tutku olmasaydı, Aşk olmasaydı, Cadıların iksiri olmasaydı mesela? Neye lanet edeceklerdiOkumaya devam edin
İçerideyim (içimde). Koyu mavi lekeler Kırmızı sularda parıldıyor. Her dokunuşta Anlıyorum Buradayım. Sığ ve soğuk insan evler gördüm. Herkes eviniOkumaya devam edin
Kendi daireselliğimizle, etrafımızda da çeşitli daireler yaratıyoruz, çevremizi daireselleştiriyoruz. Daire içinde daire. Gökyüzü, kubbesi değil mi dünya zeminine? Dış çemberi yaratan iç çemberler. Uçaktan dışarıyı seyrederken, ufuktan göğe yükselen eğimi görebilirsiniz, dairenin sonsuz eğimi o işte. Sonsuz dairesel eğim. Her birimizin, hatta her canlının doğasındaki eğim. Ağaç gövdesi, su damlası, gözler, sözler. Hepsi ne kadar da dairesel hareket ediyor. Bırakalım o halde verdiğimiz sözleri, keskin fikirleri, önyargılarımızı. Nasıl olsa her şeyi kapsayan dairenin sonsuz eğiminde sürekli eğilip bükülüyoruz.
Kafamı gömdüğüm sahtekâr duygulardan kaldırdım. Koskocaman mavi gökyüzü gördüm. Gördüm. Kendimi. Özgürdüm. Özgür müydüm? Ayağımdan çekenleri unuttum. Doğum sancılarını yuttum.Okumaya devam edin
Farklı bir yerde ışığın ellerime yansıyor Bir deniz kızıyım şimdi dalgalarında. İnsanlar kıyılara çekildiğinde Kabuğunda derin arzular yükseliyor. Yüzün kırmızıOkumaya devam edin
Şimdi ellerini tutup çıksam şu fakülteden Seviyorum be, desem. Kime ne benim bacak aramdan Kime ne ki kalbimin dört duvarındanOkumaya devam edin
Sevgilime.. Kuyuları kör olmayan buzlu suları çektim içime. Bademciklerimin şişi bundan. Saçlarımın ıslağı sana denk gelmiş Burnunun ucundan damlaması iştenOkumaya devam edin
Kendi kendime dolup taşıyorum. Duvarlar arasından sızıp sana ulaşıyorum. İller arası yolculukların yorgunluğunda seviyorum seni. Kapalı kapıların ardı değil, GüneşinOkumaya devam edin
Ankara Üniversitesi Kadın Çalışmaları öğrencileri olarak Cebeci Kampüsü’nde kutladığımız son 8 Mart’ın anısına…
Melis Uğurlu’dan “Köklendiğim bir dünyam hiç olmadı benim.”
Şiir Nasıl büyür kendini acıtmadan içinde kayısı çiçeklerinin betonla toprağın kimyasını iliştirmek ister gibi açık denizlere Ölgün gövdesinde gökyüzünün çöleOkumaya devam edin